26 Mart 2012 Pazartesi

Köpürt Beni Adolf

Hitler’in göründüğü bir şampuan reklamı nedeniyle halkımız birbirine girdi.

Tam kültürel şizofreni belirtileri. Bu süreç 30 yıldır var ama bunlar yeni semptomlar:

İşte halkımız ve işte tepkileri:

“Hitler’li reklamın yaratıcısı Hulusi Derici ise, ‘Marketing Türkiye’ye yaptığı açıklamada reklam filmini savundu. Derici, ‘Eğer bir markanın hakkında ileri geri konuşuluyorsa, bu o markayı var eder.  Aksi taktirde kayıtsız kalınması o markayı öldürür. Bunun için insanlara bakmak bile yeterli… Madonna’ya bakın, Tayyip Erdoğan’a bakın, hatta Hülya Avşar’a bakın.  O nedenle birileri üretir birileri konuşur. Reklamdaki espriyi anlamadılarsa, kendileri bilir. İsteyen istediği gibi çekiştirsin…’ dedi.”


Reklamın kötüsü olmaz belki ama bir insanı mal olarak sıfatlamak hakarettir bence ve yalnızca mallar marka olabilir. Bu arada Tayyip,  bir marka mı gerçekten?

Reklamdaki espri, Hitler’in transvesti olmadığıdır yalnızca: Bunu da bilmiyoruz zaten.

Bunlar da Sefaradlar ve tepkileri:

“Türkiye Hahambaşılığı ve Türk Musevi Cemaati tarafından yapılan yazılı açıklamada, ‘dün cemaatin web sitesinden yapılan ilk açıklamayı takiben konuyla ilgili ajans sahibiyle yapılan ve hassasiyetlerin aktarıldığı görüşmeye rağmen söz konusu reklamın halen medyada yer aldığının esefle müşahede edildiği’ belirtildi.”

Tamam, Hitler 5 milyon Musevi’yi gömdü ama geriye sağ kalan Museviler bugüne kadar kaç kişiyi gömdü? Ayrıca, kendilerini sabun yapanların çocuklarıyla nükleer bomba alışverişi yaparnlar, 1500’de kendilerine vatan açanların topraklarını yağmaladılar. Ağızlarını açmaya nasıl hak buluyorlar?

“Bu ve benzeri sorular Hitler'in bir şampuan reklamında kullanılmasıyla gündeme geldi... Habertürk Grubu, sorumlu yayıncılık ilkeleri gereği söz konusu reklam filmine kırmızı kart gösterip yayınlamadı ancak bir çok tv kanalının reklamı yayınlamakta olduğu görülüyor.”

Hitler’in bir de hempası vardı. Adı Krupp muydu neydi, hani Nürnberg’de de yargılanmıştı. Patronları bir Krupp posttipi olan bir grubun bu davranışı yalnızca halkla ilişkiler amacıyla olabilir.

Cumhuriyet gazetesi tayfası:

Cumhuriyet'ten Ali Sirmen de ‘RTÜK’e Selam: Heil Hitler!’ başlıklı yazısında tepkisini “Hangi TV kanalında bilmiyorum, bir şampuan reklamında Hitler’i görünce şaşkınlıktan küçük dilimi yutayazdım” sözleriyle dile getirirken, şöyle devam etti:

“Benim şaşırdığım, koca koca generallerini, profesörlerini, rektörlerini, has yazarlarını teröristlikten hapse atan bir ülkenin TV kanallarında tarihin en nefret uyandıran, en büyük teröristinin, reklam figürü olarak kullanılmasına, RTÜK’ün seyirci kalmasıdır.”

Hitler; ne tarihin en nefret dilen kişisiydi, ne en büyük teröristiydi, ne de en büyük tarihsel yıkımı yaptı.

Neo-Radikal döktürmeleri:

“Reklam filmiyle ilgili yazan köşe yazarlarından biri de Radikal'den Gürül Öğüt oldu. Öğüt, Hitlerli reklam taktiğini masaya yatırdığı yazısında, şok reklamlara dünyadan örnekler verdi ve sordu: Neden insanları rahatsız eden ve tepki çeken reklamlar yapılır?

Öğüt, yazısını şu cümlelerle bitirdi:

Sorumluluk marka sahibinde ve reklamcısındadır. Ürün satmak için insanlık suçu işlemiş bir caniye reklamda yer vererek sebep oldukları toplumsal rahatsızlığın muhasebesini, akşam başlarını yastığa koyduklarında kendileri yapacaklardır.”

E, senin de patronun insanlık suçu işledi: Bir gazeteyi satın alabilmek için, o gazetenin başyazarının öldürülmesini bekledi. Ayrıca, sonradan o gazetenin rakibi olan gazetenin başyazarını, rakibini batırmak için satın aldı.

Gelelim reklama:

Kendisi iktidarsız bir erkek olan Hitler’i erkek sekssisti sloganlı bir reklamda kullanmak, kimsenin gözüne batmamış, beynine de girmemiş  yani.

Bir de şunlar var:

Hitler’in görüntüsünün telif hakkı zaman aşımına girdi mi? 13 saniyelik görüntü kullanımı, alıntıya mı girer?

Sözün kısası;

Türkiye’nin sabun yapılmaya gereksinimi var:

Köpürdet bizi Adolf...

Dipnot: Alaturka sapıtmayı boşverelim: Bu konu, ‘Lili Marlen’ filminde ve UFA başaktristlerinden biri olan Hildegard Knepf’in ‘Bağışlanmış Küheylan’ (Yılkı Atı) kitabında nesnel ve öznel olarak yorumlandı yeterince.

(26 Mart 2012)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder